Artık işyerleri çalışanların gerçekten zaman geçirmek istedikleri bir alan yaratmak için tasarlanıyor. En son ofis tasarımları, sadece işlevsel bir yer olmanın ötesinde, çalışanlara benzersiz, bütünsel ve ilham verici bir deneyim sunmayı amaçlıyor.

İnsan odaklı yaklaşımın bugünkü kadar ön planda olmadığı, hatta neredeyse hiç önemsenmediği dönemlere baktığımızda pek çok şey insana rağmen yapılıyordu. Tasarımda 1990’ların başında ortaya çıkan ve yaklaşık son 10 yıldır daha yaygın olarak uygulanan insan odaklı tasarımda, kullanıcıların istek ve ihtiyaçları, tasarım sürecinin her aşamasında dikkate alınıyor.

Kullanıcısını daha iyi tanıyan bir tasarımcı her zaman daha çok beğenilen ve kullanıcı memnuniyeti yüksek bir ürün yaratır. Olumlu kullanıcı deneyimi dolayısıyla yaşam döngüsü uzayan ürün ise üreticisine daha çok maddi kazanç getirir. Ürünün kullanım sırasında yarattığı memnuniyet ise sadece kullanıcının ürüne olan sadakatini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda markaya olan bağlılığını da artırır.

Müşterinin ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda yapılan insan odaklı tasarım ürün satışlarını, yeni müşteri kazanma oranını ve etkileşimi artırır. Ürün kalitesini yükseltirken, kullanıcının ürüne alışma ve ürünü öğrenme süresini de kısaltır.