İlhamı hayattan alıyoruz

İlhamı hayattan alıyoruz

İster ofiste ister evde olsun, günümüzün büyük bir bölümünü çalışma ortamında geçiriyoruz. Bu nedenle, ofis mobilyası tasarımı son derece önemli ve etkili. Estetik, ergonomik, konforlu ve işlevsel ofis mobilyaları, çalışma ortamındaki etkileşim ve iletişimi şekillendiriyor, davranışları etkiliyor, verimliliğe ve iyi olma haline de katkı sağlıyor.

Ofis mobilyası tasarımı, tüm bunlardan dolayı, üzerinde çokça durulması, önemsenmesi ve çalışanların sürekli değişen ve gelişen ihtiyaçları dikkate alınarak kendini sürekli yenilemesi gereken bir süreç. Biz de Zivella olarak, tam da bu nedenlerle işlevsel ve estetik tasarımların yanı sıra bedene ve ruha iyi gelen ürünler tasarlamaya odaklanıyoruz.

İlhamı hayattan alıyoruz

Derinlemesine düşünmek, analiz etmek ve gelişmek

Tasarıma genel olarak baktığımızda öncelik elbette ihtiyacı karşılamak, ancak bunun için kısa vadeli düşünmek, anlık çözümler üretmek çözüm olmayacaktır. Tasarımın genel kabul görmesi, daha geniş kitlelerin ihtiyacını karşılaması ve hemen tüketilmesindense uzun vadede fayda yaratabilmesi öncelikli başarı kriterleri arasında sayılabilir. Buradan hareketle, ofis mobilyası tasarımlarında derinlemesine düşünmek, analiz etmek, sürekli geliştirmek ve en önemlisi çalışanların hayatlarından ilham alarak onlara arzu ettikleri konforu sağlamak gerekiyor.

İnsanın hayat döngüsünde doğa, kültür, renkler, desenler ve figürlerin çok önemli bir yeri var. Bu nedenle tasarımın temelinde hayatın ta kendisi yer alıyor. Tasarım sürecinde bugünü, geçmişi, yaşanan deneyimleri, birikimleri, edinilen bilgileri yansıtacak, çalışanların tanıdığı, bildiği, aşina olduğu deneyimleri yansıtabilmek öncelikler arasında yer almalı.

Tasarımlar yaşamı yansıtmalı

Günlük hayatın tüm zorlukları, engelleri ve ağırlığı içerisinde herkesin daha iyi çalışmaya, yaşamaya ve çok daha iyi hissetmeye ihtiyacı var. Ofis mobilyaları, çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığı geliştirmede ve gelişimini destekleyen alanlar yaratmada önemli bir rol oynuyor.

Çalışanların fizyolojik ihtiyaçlarını dikkate alarak, vücutlarına uygun ve sağlıklarını destekleyen ergonomik ofis mobilyaları tasarlarken, duygusal ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalı. Bununla beraber sakinlik ve rahatlama hissi uyandıracak konfor da sağlanmalı. Ofis mobilyalarının tasarımı, değişen ihtiyaç ve tercihlere uyum sağlayabilen, kolaylıkla ayarlanabilen veya yeniden yapılandırılabilen esneklikte olmalı. Ofis mobilyası tasarımlarının aynı zamanda teknolojinin sağlıklı kullanımını teşvik etmesi, çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını desteklemesi de gerekiyor.

İlhamı hayattan alıyoruz

İnsanın temel taşı kültür

Yüzyıllardır farklı kültürlerden insanlar bir arada yaşıyor ve her açıdan birbirlerini etkiliyor ve geliştiriyor. Ofis mobilyası tasarımlarında da bu kültürel çeşitliliğin ve mirasın yansımalarından ilham almak mümkün, tıpkı Zivella olarak bizim yapmaya çalıştığımız gibi.

Ofis mobilyalarının ergonomik, konforlu, işlevsel olması ne kadar önemliyse, estetik açıdan hoşa giden ve kültürel açıdan anlamlı olması da bir o kadar kıymetli. Kültür ve mekanın karşılıklı olarak birbirini şekillendirdiği deneyiminden yola çıkarak, farklı kültürel uygulamaları, değerleri ve estetiği analiz etmek gerekiyor. Kültürel açıdan duyarlı ve kapsayıcı ürünler yaratılması, kültürel mirası korumak, ortak kültürel tarihimizi yansıtmak ve kutlamak için önceliklendirilmeli.

Renkler de kültürel mirasın bir parçası olmanın yanı sıra son derece güçlü ve çalışanların refahı ve ruh hali üzerinde etkili. Tasarımlarda farklı renklerin kullanılması, yaratıcılığı, üretkenliği ve mutluluğu desteklerken, ilgi çekici, canlı ve estetik açıdan hoş çalışma ortamları yaratmaya da yardımcı oluyor. Renkler, etkileri göz önünde bulundurularak, güncel trendler takip edilerek ve dikkatle analiz edilerek tasarımlarda stratejik olarak kullanılmalı. Böylece hem görsel olarak çekici, dengeli ve uyumlu olabilir hem de çalışanlarda farklı ruh halleri ve duygular yaratabilir.

Ofis mobilyaları tasarımında tüm bu ayrıntılara odaklanırken çevresel etkiler dikkate alınarak atıkları azaltmak artık herkesin temel sorumluluğu. Mutlaka doğal ve sürdürülebilir malzemeler kullanmaya, dayanıklı ve uzun ömürlü ürünler yaratmaya odaklanılmalı. Doğayı ve onun üzerindeki etki göz önünde bulundurularak sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ürünler yaratmak bir zorunluluk.