Televizyon ile tanıştığımız dönemlerde, ki bu yaklaşık olarak 1970’lerin ortasına denk geliyor, Uzay 1999 ve Jetgiller gibi bizi geleceğe götüren diziler ve çizgi filmler hayatımıza girmişti. O zamanlar çok uzak bir gelecekten bahsedildiğini düşünüp birçoğunun mümkün olmayacağına inansak da adım adım o geleceğe yaklaştığımızı yaşayarak gördük.

Evet, belki Jetgiller’in uçan arabaları, en azından şimdilik, hayata geçmediyse de yapay zeka ile ilgili izlediklerimiz bugün hayatımızın birer parçası haline geliyor. Jetgiller’deki robot Rosie’nin hayat bulmuş halleri olan Siri, Alexa ve Google Asistan gibi yapay zeka uygulamalarını hepimiz yakından tanıyoruz. Yapay zekanın neredeyse sağlıktan perakendeye, e-ticaretten bankacılığa kadar hemen hemen tüm sektörlerdeki varlığına ilişkin örnekleri de elbette artırmak mümkün. Peki, yapay zeka ofis tasarımını nasıl etkiliyor?

Ofisler, çalışanların verimliliğini ve mutluluğunu doğrudan etkileyen alanlar. Bu konuda daha önce yayınladığımız blog yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz. Yapay zeka, çalışanların tercihleri, konfor ihtiyaçları ve mekansal kullanımları hakkında derinlemesine bilgi sağlayarak tasarım sürecini kişiselleştiriyor. Bu, sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda işlevsellik açısından da daha uygun mekanlar yaratılmasına olanak tanıyor.

Yapay zeka destekli uygulamalar, ofis alanını optimize etmek için sayısız öneride bulunabilir. Bu, hem mekansal kullanımı maksimize edebilir hem de enerji tasarrufu ve verimlilik artışı gibi ek avantajlar sağlayabilir. Ayrıca, çalışanların bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlanabilen esnek çalışma alanları oluşturma potansiyeli de sunabilir.