Bekleme alanları konfor alanlarına dönüşüyor
Bekleme alanları konfor alanlarına dönüşüyor
Lobiler artık insanların otoparkta arabalarını bıraktıktan sonra binanın içine girdikleri bir yer olmaktan çıkıyor. Mütevazi ve sade, gürültülü bekleme odaları artık tarih oluyor. Artık, sağlık kuruluşları yöneticileri, stresi azaltan, olumlu bir ilk izlenim yaratan, misafirperverliği yansıtan bir deneyimin hastalar üzerindeki faydalarının farkında. Sağlık kuruluşları hasta deneyimini geliştirmek için çalışıyor ve bekleme alanlarını eğitim, meşguliyet ve teselli alanlarına dönüştürüyor.
Bekleyenlerin sıra sıra sandalyelerde gelişigüzel oturduğu günler geride kaldı. Bugün bekleme odası tasarımları eskisi gibi otobüs durağı tarzı düzenlerden çok uzak. Birbirine bağlı sandalye sıraları ve ayakları sallanan masalar, ışığın içeriye zor girdiği pencereler ve sohbet programlarının yayınlandığı televizyonlar yerine rahat oturma grupları, eğitim kioskları ve hastaların, ziyaretçilerin doğal gün ışığında oturduğu manzaralı pencereler var.
Biyofilik iç tasarım çoğunlukla içeri giren herkes için sakinleştirici bir ortam sağlamak amacıyla, girişler, bekleme odaları veya kafeteryalar gibi ortak alanları gün ışığına ve doğaya bağlıyor. Tavandan yere kadar pencereler, cam perde duvarlar ve çatı pencereleri yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor ve hasta ve personelin ruh halini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Ayrıca bir tıp araştırma dergisinde yayımlanan bir çalışma, gün ışığının doğal dezenfektan olarak kullanılabileceğini, özellikle de tozda yaygın olarak bulunan bakterilerin öldürülmesine yardımcı olduğunu ortaya koyuyor.
Konfor sağlamanın ötesinde, bekleme alanlarının tasarımı, hastalara ve ziyaretçilere çevreyi nasıl deneyimledikleri konusunda seçenek sunarak stresi de azaltabilir. Farklı insanlar farklı fiziksel koşullara ihtiyaç duyuyor. Örneğin, bazı ziyaretçiler mobil cihazlarıyla veya hastanenin tedavi seçenekleri ve sağlıklı yaşam konuları hakkındaki eğitim materyallerini inceleyerek tamamen dikkati dağıldığında daha iyi hissederken, diğerleri daha sessiz bir alanı tercih ediyor. Tek bir alanda farklı oturma gruplarının ve masaların kullanıldığı bir tasarım, insanların kendilerini rahat hissedecekleri bir esneklik sunuyor. Bu tasarımlar, hastaların ve ziyaretçilerin rahatça bekleyebileceği daha fazla özel alan yaratıyor. Modüler oturma grupları ise daha kişiye özel bir deneyimi destekliyor, böylece hastaları ve ziyaretçileri bulundukları yeri kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirip daha rahat hissedebiliyor.
Günümüzde, hastane tasarımcıları sadece güzel alanlar yaratmaya değil, aynı zamanda bekleme alanlarında enfeksiyonun yayılmasına karşı koruma sağlayan malzeme kullanmaya da odaklanıyor. Bu amaçla tasarımcılar genellikle sert yüzeylerde antimikrobik kaplamalar ve hastalıkların yayılmasıyla mücadele eden aydınlatmalar kullanıyor.
Hasta ya da ziyaretçi, bugün bir mobil cihazı şarj etmek herkesin gündeminde. Bu nedenle bekleme alanı tasarımlarında bu teknolojik ihtiyacı göz ardı etmek imkansız. Artık sağlık kuruluşları tasarımlarına priz ve USB girişi olan mobilyalar eklemenin, hastaların ve ziyaretçilerin genel mutluluğunu artırdığı biliniyor.
İnsanları rahatsız eden alanların kalıcı bir izlenim bıraktığı gerçeğinden yola çıkarak, bekleme alanlarının davetkar, insanların stresten uzak ve huzurlu olduğu alanlara dönüşmesi bekleniyor.
Son Yazılar
- Sürdürülebilir Malzemelerle Geleceği Şekillendirmek
- Ofis Tasarımının Geleceği: Performansa Dayalı Bir Yaklaşım
- 2024’ün Trendi: Yenilikçi ve Dinamik Çalışma Alanları
- Dijital Yerliler İşyeri Deneyimini Değiştiriyor
- 2024’ün Trend Rengi: Peach Fuzz
- CEO'lar Çalışanları Ofise Çağırıyor
- Ofis Tasarımlarında Yapay Zeka ile Yeni Dönem
- Uzaktan Çalışma Gerçekten Verimli Mi?
- İlhamı Hayattan Alıyoruz
- Adobe'nin Renklerle Düzenlenen Yeni Ofisi*
- Geleceğe Yatırımın Sırrı Ofis Mobilyasında Gizli
- Önce Ergonomi, Sonra Renk
- Yılın Rengi Viva Magenta
- Zihni Harekete Geçiren Renkler
- Doğru Ofis Mobilyası Ruhu Dinlendirir
- Beden ve Ruha İyi Gelen Ofisler
- Ofiste Ev Rahatlığını Yakalayın